Varlığın gayesi...Yaratılışın neticesi ALLAH'a iman etmektir. Bu da ALLAH'ı tanımakla, bilmekle mümkündür. "En Önemli" yi belirlemek için ölçü olarak neyi kabul edersek edelim, sonuç değişmeyecektir. "En Önemli" şey ALLAH'ı tanımak, bilmek ve O'na iman etmektir. Bir grup gönüllü müslüman hanım ve erkek yukarıda belirtilenlere "Bizim de bir katkımız olsun ve bu katkı ahirette Rabbimizin huzurunda divan durduğumuz vakit, bize yüz aklığı olsun!" dediler. İşte bu sayede "ALLAH'ı Bilmek" sitesi, ALLAH'ın lütfuyla var oldu. Bütün Hamdler, ezelden taa ebede kadar her kim tarafından ve her kim için yapılıyor olursa olsun, sadece O'na aittir. Çünkü bütün varlık O'nun lütfudur.
                                                                                                                      "ALLAH'I BiLMEK Gönüllüleri"

BIG BANG (BÜYÜK PATLAMA)

BIG BANG (BÜYÜK PATLAMA)

Kas 21, 2014

BIG BANG HAKKINDA GENEL   BIG BANG’A GİRİŞ BIG BANG BASİT ANLATIMIYLA  NEDİR? Big Bang, yani “Büyük Patlama”… Sonuçta biz de dahil bu Evren’i oluşturan ve yaratılmış her şeyi ortaya çıkaran olay… İnsan aklının alamayacağı ölçek ve nitelikte bir patlama… “Büyük Patlama, uzayın bir noktasında meydana gelen bir patlama değil, uzayın bir bütün olarak kendisinin patlamasıdır. Patlama, aynı anda uzayın her konumunda meydana gelmiştir. (Einstein denklemlerine göre uzayı enerji belirler).” (Cengiz Yalçın, Evren ve Yaratılış, 144) “Büyük Patlama’nın nerede gerçekleştiğini bulmak için çok uzaklara gitmenize gerek yoktur çünkü bu olay başka yerlerde olduğu kadar şimdi bulunduğunuz yerde de gerçekleşti. Başlangıçta, bugün birbirinden ayrı gördüğünüz bütün yerler, aynı yerdi.” (BrianGreene, Evrenin Zerafeti, 419) “Bir patlama, başlangıçta bir patlayıcının varlığını gerektirir. Örneğin belli bir hacimde ve bir yayılma alanı olan bir bomba. Patlama anında yüksek sıcaklıktaki patlayıcı maddeler, içinde bulundukları hacimden uzaklaşıp, belli bir şiddetle çevredeki boşluğa yayılır ki, bu boşlukta öncesinde hiçbir şey yoktur. Ama bombanın tersine Evren’in belli bir yayılma alanı yoktur, o her yerdedir yani biri patlayıcı dolu, öteki boş olan iki alandan söz edilemez. Tek bir alan vardır ve onda da kozmik madde tek biçimli olarak her yerde aynı anda yayılmaktadır. Patlama benzetmesini ancak Büyük Patlama anında uzayın her noktasının patlamaya girdiğini düşünürsek kabul edebiliriz.” (Hubert Reeves, Atomlara ve Galaksilere İlişkin Yazılar, 25) “Büyük Patlama, parçalarının uzaya saçıldığı bir bomba infilakına benzer bir patlamayla karıştırılmamalıdır. Büyük Patlama, uzayın kendisinin patlamasıdır.” (Dean L. Overman, Düzen, 135)   BU OLAYI İLK OLARAK KİM TESPİT ETTİ? BIG BANG ADI NASIL KONDU? “1929’da Amerikalı astronom Edwin Hubble’ın uzayın genişlemekte olduğu keşfinden yaklaşık on yıl önce Einstein’in hesaplamaları genişleyen bir Evren’den söz ediyordu. Denklemlerinden şüphelendiği ve genişleme kavramından gözü korktuğu için Einstein, kendi kozmolojik keyfi unsurunu ilave etti. Yoksa genişleyen Evren buluşu, Einstein’ın hayranlık uyandıran başarı listesine eklenmiş olacaktı. Onun yerine buluştan ötürü gelen övgülerin çoğunu Edwin Hubble aldı. Einstein’ın yanı sıra diğer bir takım fizikçiler de genişleyen Evren fikrini kabullenmekte zorlandılar çünkü bu teori, Evren’in belirli bir zamanda, muazzam derecede sıkışık bir halden sonra başladığı imasını içermektedir. Fred Hoyle, buna “Büyük Patlama” diyerek teoriyle alay etti. Teoriye hem karşı çıkanlar hem de onu savunanlar bu adı sevdiler ve bu adın kullanımı o zamandan beri genişleyen bir...

ALLAH KUL İLİŞKİSİNİN DERİN BOYUTLARI

ALLAH KUL İLİŞKİSİNİN DERİN BOYUTLARI

Eyl 4, 2014

ALLAH-KUL İLİŞKİSİNİN DERİN BOYUTLARI   ÖLÜM VE ALLAH’IN MÜ’MİN KULUNA KARŞI DUYARLILIĞI Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Yüce ALLAH şöyle buyurdu: ‘Ben yapacağım bir şeyde Mü’min kulumun ruhunu almadaki tereddüdüm kadar hiç tereddüde düşmedim. O ölümü sevmez, Ben de onun sevmediği şeyi sevmem.” (Buhari, Rikak, 38) AÇIKLAMA: ALLAH’ın “tereddüde düşmesi” insanlardan tamamen farklıdır. Burada mecazi anlam kastedilmektedir. Amaç, konunun herkes tarafından ve kolaylıkla anlaşılmasını sağlamaktır. Bunun benzeri Kur’an’da da çok sayıda ifade ve anlatım bulunur ki bu durumu İslam alimleri “tenezzülat-ı ilahiye” yani ALLAH’ın, kullarının iyiliği için bir şeyi Kendine yakışan biçimiyle değil de kullarının anlayabileceği şekilde anlatması olarak isimlendirmişlerdir.     ALLAH’IN KULU HİMAYESİNE ALMASINA VE CENNETE KOYMASINA SEBEP OLAN ÜÇ ÖZELLİK Hz. Cabir anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Üç şey vardır ki bunlar kimde bulunursa, ALLAH onun üzerine himayesini açar ve onu Cennete koyar: Zayıflara yumuşak davranmak, anne-babaya şefkat göstermek, kölelere ihsanda bulunmak.” (Tirmizi, Kıyamet, 49) AÇIKLAMA: Bu hadiste sayılan davranış özelliklerinin arada bir yapılan cinsten olmayıp süreklilik kazanmış ve o insanda bir kişilik özelliği haline dönüşmüş olması gerekir. Ayrıca günümüzde köleler yerine kişinin emri altında çalışan işçi ve ücretliler anlaşılmalıdır.   KENDİLERİNE YARDIM EDİLMESİ ALLAH’IN ÜZERİNE BİR HAK OLAN ÜÇ KİŞİ Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Üç kimse vardır ki bunlara yardım ALLAH üzerine bir haktır: ALLAH yolunda cihad eden, borcunu ödeyip hürriyetini elde etmek isteyen (köle), iffetini korumak niyetiyle evlenmek isteyen.” (Tirmizi, Fezailu’l-Cihad, 20)   ALLAH’IN SEVDİĞİ VE SEVMEDİĞİ ÜÇ KİŞİ Hz. Ebu Zerr anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Üç kişi vardır ALLAH onları sever; üç kişi de vardır ALLAH onlara buğz eder. ALLAH’ın sevdiği üç kişiye gelince: (Birincisi) Bir adam bir topluluğa gelir, onlardan ALLAH adına bir şeyler ister (ama bunu) kendisiyle onlar arasındaki bir akrabalık ya da yakınlık nedeniyle istemez. Onun başvurduğu kimseler, istediğini vermezler. İçlerinden biri ise o topluluğun arkasına kayıp isteyen kimseye gizlice ihsanda bulunur. (Öyle gizli verir ki) onun verdiğini sadece ALLAH ile ihsanda bulunduğu adam bilir. (İkincisi) Bir topluluk yoldadır. Gece boyu da yürürler. Derken uyku her şeyden değerli bir hal alır. Konaklarlar. Bir adam kalkıp Bana karşı tevazu ile yakarışta bulunur, ayetlerimi okur. (Üçüncüsü) Bir askeri birliğe katılmıştır. Birlik...

HADİSLERDE ALLAH

HADİSLERDE ALLAH

Eyl 4, 2014

HADİSLERDE ALLAH   ALLAH’IN ZATINI (KENDİSİNİ) ANLATAN HADİSLER:   ALLAH, GÖZLE GÖRÜLEBİLİR Mİ? Hz. Ebu Zerr anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam)’a: “Sen Yüce Rabbi’ni hiç gördün mü?’ diye sordum. Rasulullah: ‘Nurdur, ben O’nu nasıl görürüm? buyurdu.” (Müslim, İman, 291)      ALLAH’IN FİİLLERİNİ (EYLEMLERİNİ) ANLATAN HADİSLER:   ALLAH DOSTUNA DÜŞMANLIK EDENE ALLAH NE EDER? Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Yüce ALLAH şöyle buyurdu: ‘Kim Benim Veli (ALLAH Dostu) kuluma düşmanlık ederse Ben de ona savaş ilan ederim.” (Buhari, Rikak, 38)   ALLAH’IN KULUNDA GÖRMEKTEN EN ÇOK HOŞNUT OLDUKLARI VE ONLARIN MÜKAFATI Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Yüce ALLAH şöyle buyurdu: ‘Kulumu Bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım şeyleri yerine getirmesidir. Kulum Bana nafile (farzların dışında kalan) ibadetlerle yaklaşmaya devam eder ve sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık Ben onun duyduğu kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, Benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum.” (Buhari, Rikak, 38)   ÖLÜM VE ALLAH’IN MÜ’MİN KULUNA KARŞI DUYARLILIĞI Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Yüce ALLAH şöyle buyurdu: ‘Ben yapacağım bir şeyde Mü’min kulumun ruhunu almadaki tereddüdüm kadar hiç tereddüde düşmedim. O ölümü sevmez, Ben de onun sevmediği şeyi sevmem.” (Buhari, Rikak, 38) AÇIKLAMA: ALLAH’ın “tereddüde düşmesi” insanlardan tamamen farklıdır. Burada mecazi anlam kastedilmektedir. Amaç, konunun herkes tarafından ve kolaylıkla anlaşılmasını sağlamaktır. Bunun benzeri Kur’an’da da çok sayıda ifade ve anlatım bulunur ki bu durumu İslam alimleri “tenezzülat-ı ilahiye” yani ALLAH’ın, kullarının iyiliği için bir şeyi Kendine yakışan biçimiyle değil de kullarının anlayabileceği şekilde anlatması olarak isimlendirmişlerdir.   ALLAH’IN MÜKAFATINI GARANTİ ETTİĞİ ÜÇ KULLUK Hz. Ebu Ümame anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Üç şey vardır, ALLAH her birine garanti vermiştir. ALLAH yolunda cihad etmek üzere yola çıkan kimse… Bu, öldüğü takdirde Cennet’e koyma konusunda, ölmeyip te döndüğü takdirde ganimet ve sevapla gelme konusunda garantilidir. Mescide giden (gitmeyi alışkanlık haline getiren) kimseye, öldüğü zaman Cennet’e koyma konusunda ALLAH garanti vermiştir. Kişi, (fitne, yani Mü’minler arasında hangisinin haklı olduğu kesin bir biçimde bilinemeyecek bir çatışma çıktığı zamanda) evine çekildiği takdirde ALLAH ona da garanti vermiştir.” (Ebu Davud,...

KUR’AN’DA ALLAH

KUR’AN’DA ALLAH

Eyl 4, 2014

  KUR’AN’DA ALLAH   1/Fatiha:1- Rahman, Rahim ALLAH’ın adıyla.   “ALLAH” İsmi Hakkında: “ALLAH, (Hak) gerçek Ma’budun (Kendisine ibadet edilmesi gereken varlığın) özel ismidir.” (Elmalılı     Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini…, 1, 39)   “Bu ismin sahibi en ulu ve en yüce Varlık, evrenin var olmasında, sürmesinde, gelişmesinde bir ilk sebep/gerekçe olduğu gibi; yüce ‘ALLAH’ ismi de irfan dilimizde öyle özel ve çok yüce bir başlangıçtır.” (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır , Hak Dini…, 1, 40)   “Bilinen dillerde ‘ALLAH’ isminin eş anlamlısını bilmiyoruz. Sözgelimi: ‘tanrı, hüda’ isimleri ALLAH gibi özel isim değildir, ‘ilah, rab, ma’bud’ gibi genel isimdir. (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini…, 1, 43)   “Batıl ma’budlara bile tanrı cins ismi verilir. Müşrikler birçok tanrılara taparlardı. ‘Falanların tanrıları şöyle, filanlarınki şöyledir’ denilirdi. Demek ki ‘tanrı’ cins ismi, ‘ALLAH’ özel isminin eşanlamlısı değildir, geneldir. Öyleyse ‘ALLAH’ ismi yerine ‘tanrı’ ismi konulamaz. Bunun içindir ki Süleyman Efendi (Çelebi) mevlidine ‘ALLAH’ adıyla başlamış, tanrı adı dememiştir.” (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini…, 1, 43)   “ALLAH ismi ne türetilmiş ne de başka bir dilden aktarılmıştır.” (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini…, 1, 47)   “ALLAH lafzı hiçbir kökten alınmamıştır. ALLAH’ın mukaddes zatına özgü bir isimdir. Hiçbir yaratılmış bu isimle adlandırılmamıştır. Bundan dolayı ALLAH lafzının çoğulu yoktur. (Muhammed Ali Sabuni, Ahkam Tefsiri, 1, 14)   “ALLAH, sıfat olmayan bir isimdir. Çünkü bu ismi başka sıfatlarla nitelendirdiğiniz halde onunla başkalarını nitelendiremiyorsunuz.” (Said Havva, el-Esas fi’t-Tefsir, 1, 41)   “ALLAH’ın diğer adlarının (Esma-i Hüsna’nın) bir harfi değişecek olsa anlam bozulur. Artık ALLAH’a isim olamazlar. Fakat ‘ALLAH’ kelimesinden ‘Elif’ harfi kaldırılsa bu kelime ‘lillahi’ olur ki anlamı yine ‘ALLAH’ demektir. ‘lillahi’deki birinci ‘lam’ kaldırılsa bu kez kelime ‘lehü’ şeklini alır ki yine ALLAH anlamına gelir. ‘lehü’deki ‘lam’ kaldırılsa bu kez de ‘hüve’ olur ki yine ‘ALLAH’ın ismidir. Sonuç olarak, Lafza-i Celal’in (ALLAH kelimesinin) her harfi ALLAH’ın ismidir.” (Ebu’l-Leys Semerkandi, Tefsiru’l-Kur’an, 1, 32)   “ALLAH isminin özelliği odur ki, bunu adet haline getirip zikredenin toplum içinde buyrukları yerine gelir. Halk tarafından sevilir. İstekleri reddedilmez.” (Ebu’l-Leys Semerkandi, Tefsiru’l Kur’an, 1, 33)   “ALLAH ismi bütün Kur’an’da 2697 defa geçmektedir. (…) Bütün Kur’an’da geçen ALLAH isminin, Mekki ve Medeni surelere dağılış oranı, yaklaşık olarak şöyledir: % 35-40 Mekki surelerde, % 60-65 ise Medeni...

ALLAH-KUL İLİŞKİSİNİN TEMEL DİNAMİKLERİ

ALLAH-KUL İLİŞKİSİNİN TEMEL DİNAMİKLERİ

Haz 19, 2014

ALLAH-KUL İLİŞKİSİNİN TEMEL DİNAMİKLERİ   ALLAH DOSTUNA DÜŞMANLIK EDENE ALLAH NE EDER? Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Yüce ALLAH şöyle buyurdu: ‘Kim Benim Veli (ALLAH Dostu) kuluma düşmanlık ederse Ben de ona savaş ilan ederim.” (Buhari, Rikak, 38)   ALLAH’IN KULUNDA GÖRMEKTEN EN ÇOK HOŞNUT OLDUKLARI VE ONLARIN MÜKAFATI Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Yüce ALLAH şöyle buyurdu: ‘Kulumu Bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım şeyleri yerine getirmesidir. Kulum Bana nafile (farzların dışında kalan) ibadetlerle yaklaşmaya devam eder ve sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık Ben onun duyduğu kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, Benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum.” (Buhari, Rikak, 38)   ALLAH’IN MÜKAFATINI GARANTİ ETTİĞİ ÜÇ KULLUK Hz. Ebu Ümame anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Üç şey vardır, ALLAH her birine garanti vermiştir. ALLAH yolunda cihad etmek üzere yola çıkan kimse… Bu, öldüğü takdirde Cennet’e koyma konusunda, ölmeyip te döndüğü takdirde ganimet ve sevapla gelme konusunda garantilidir. Mescide giden (gitmeyi alışkanlık haline getiren) kimseye, öldüğü zaman Cennet’e koyma konusunda ALLAH garanti vermiştir. Kişi, (fitne, yani Mü’minler arasında hangisinin haklı olduğu kesin bir biçimde bilinemeyecek bir çatışma çıktığı zamanda) evine çekildiği takdirde ALLAH ona da garanti vermiştir.” (Ebu Davud, Cihad, 10)   NAMAZ KILAN ORUÇ TUTAN BİR MÜ’MİNİ BİLE CEHENNEMLİK YAPABİLECEK BEŞ SEBEP Hz. El-Haris el-Eş’ari anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Ben size beş şeyi emrediyorum: ALLAH onları bana emretti: Dinlemek, itaat etmek, cihad, hicret ve cemaat (Müslümanların genelinden ayrılmamak). Çünkü kim cemaatten bir karışçık ayrılmışsa boynundaki İslam bağını çıkarıp atmıştır, pişman olup geri dönen hariç… Kim de cahiliye davasını (İslam dışında başka kimlik unsurları, değer, kavram ve ölçülerin mücadelesini yapmak… Irkçılık, İslam dışı bir ideolojinin taraftarlığı gibi…) o Cehennem molozlarından biridir!’ Bir sahabi: ‘Ey ALLAH’ın Rasulü! O kimse namazını kılan, orucunu tutan biri olsa bile mi?’ diye sordu. Rasulullah: ‘Evet’ Namaz kılsa, oruç tutsa da…’ buyurdu.” (Tirmizi, Emsal, 3)   RAHMET VE LÜTUF KONUSUNDA ALLAH’IN KARŞILIĞI HER ZAMAN KULUN YAPTIĞINDAN DAHA FAZLADIR Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor; Rasulullah (Ona Binler Selam) buyurdu ki: “Yüce ALLAH diyor ki: ‘Ben, kulumun hakkımdaki...

Sayfa Başı