Varlığın gayesi...Yaratılışın neticesi ALLAH'a iman etmektir. Bu da ALLAH'ı tanımakla, bilmekle mümkündür. "En Önemli" yi belirlemek için ölçü olarak neyi kabul edersek edelim, sonuç değişmeyecektir. "En Önemli" şey ALLAH'ı tanımak, bilmek ve O'na iman etmektir. Bir grup gönüllü müslüman hanım ve erkek yukarıda belirtilenlere "Bizim de bir katkımız olsun ve bu katkı ahirette Rabbimizin huzurunda divan durduğumuz vakit, bize yüz aklığı olsun!" dediler. İşte bu sayede "ALLAH'ı Bilmek" sitesi, ALLAH'ın lütfuyla var oldu. Bütün Hamdler, ezelden taa ebede kadar her kim tarafından ve her kim için yapılıyor olursa olsun, sadece O'na aittir. Çünkü bütün varlık O'nun lütfudur.
                                                                                                                      "ALLAH'I BiLMEK Gönüllüleri"

RİSALE-İ NUR’DA ALLAH’I BİLMEK

RİSALE-İ NUR’DA ALLAH’I BİLMEK

May 22, 2014

RİSALE-İ NUR’DA ALLAH   MESNEVİ-İ NURİYE (Sadeleştirilmiş Metin) Mütercim: Abdülmecid Nursi Envar Neşriyat; İstanbul; 1994   Sebepler ve ALLAH: Evet, ALLAH’ın tek-üstün ve büyük oluşu (izzet ve azamet) ister ki, sebepler, aklın gözünde ALLAH’ın kudret elinin perdecileri olsunlar; ALLAH’ın birliği ve yüceliği (tevhid ve celal) ister ki, sebepler, varlık üzerinde gerçek bir etken olamasınlar. (Lem’alar, s.11)   Tevhid’in İki Boyutu: Arkadaş! ALLAH’ın birliği (Tevhid) iki çeşit olur: Birisi basit ve yüzeysel tevhiddir ki: “ALLAH’ın ortağı yok ve bu Evren O’nun mülküdür” der. Bu tür tevhid sahiplerinin düşüncelerinde hataya ve sapkınlığa düşmeleri korkusu vardır. İkincisi gerçek tevhiddir ki: “ALLAH birdir, mülk O’nundur, varlık O’nundur, her şey O’nundur” der. Sarsılmaz bir inanca sahiptirler. Bu tür tevhid sahipleri, her şeyin üstünde Cenab-ı Hakk’ın damgasını görür ve her şeyin yüzünde bulunan mührünü, damgasını okur. Ve bu sayede içselleştirilmiş bir tevhid kazanımına sahip olurlar ki, düşünce sapkınlıklarının ve şüphelerinin taarruzundan kurtulurlar. (Lem’alar, s.11)   Bir şeyden Her Şey ve Her Şeyden Bir Şey: Bir şeyden çok şeyleri yapıp-yaratıp çıkartmak ve çok şeyleri bir şeye dönüştürmek, ancak her şeyi yaratan ve her şeyi yapan Yaratıcıya özel bir damgadır. (Lem’alar, 12)   ALLAH’ın İsimlerinin Tecellisinin Merkez Noktası Hayattır: Sonsuzluk Güneşi (Şems-i Ezeli=ALLAH)’nin ışınları durumunda olan isimlerinin tecellisinin merkez noktası olan hayat… (Lem’alar, s.13)   ALLAH’ın Birliği ve Tekliği: Cenab-ı Hakk, Evren’deki bütün varlık parçalarında ve küçük varlıklarda özel damgasını ve bütün kompleks ve büyük varlıklarda Kendine özgü mührünü vurduğu gibi, gökleri ve yeri Birlik (Vahidiyet) mührüyle ve Evren’in tamamını ise Teklik (Ehadiyet) mührüyle mühürlemiştir. (Lem’alar, s.15)   Eserden Yaratıcının Birliğine Ulaşmak:  Arkadaş! Bir türün bireyleri arasındaki uyum ve bir cinsin çeşitleri arasında temel organlarda bulunan benzeşme, imzanın birliğine, kalemin aynı oluşuna işaret etmelerinden anlaşılıyor ki, bütün uyumlular ve benzeşenler, yani birbirine benzeyen çokluk, Bir Tek Varlığın sanat eseridir. Aynı şekilde, onların yaratılışlarında ve yapılışlarında görünen şu mükemmel kolaylık ve basitlik, bütün varlıkların bir Tek Sanat Sahibi Yaratıcının eseri olduğunu başka bir olasılığa yer bırakmayan bir kesinlik ile ortaya koyuyor. (Lem’alar, s.18)   ALLAH’ın Eylemlerinde de Ortağı Yoktur: Cenab-ı Hakk’ın özünde, varlığında (zatında) ortağı olmadığı gibi- çünkü düzen bozulur, Evren’e kaos hakim olur- eylemlerinde de ortağı yoktur. Çünkü, böyle bir durum, içereceği niteliksel güçlükler nedeniyle Evren’in yokluktan varlık alanına çıkmasına engel olurdu....

İMAM RABBANİ’NİN MEKTUBAT’INDA ALLAH

İMAM RABBANİ’NİN MEKTUBAT’INDA ALLAH

May 21, 2014

MEKTUBAT (İmam Rabbani) Mütercim: Kasım Yayla Merve Basın Yayın, İstanbul, 1999. Mütercim: Abdulkadir Akçiçek Erhan Yayın Dağıtım, İstanbul.     Fena Mertebesi ve ALLAH’ı Bilmek: ALLAH’tan başka her şeyi unutmak olan Fena’nın belirtisi ise ALLAH’a duyulan sevgidir. (…) Gönülden tamamıyla ilimlerin silinip, mutlak bilgisizlik hali meydana gelmeden hakiki Fena’ya ulaşılmamış olur. Bu bilgisizlik hali devamlıdır. Kalkması mümkün değildir. Bazen gelip bazen gitmesi gibi bir şey olamaz. (…) Hace Nakşbendi buyurdular ki: ALLAH dostları, Fena ve Beka’dan sonra ne görüyorlarsa, kendi özlerinde görürler. Ne bilirlerse kendi özlerinde bilirler. Hayretleri de kendi benliklerindedir. Burada anlaşılan şu ki: Müşahede, marifet ve hayret (ALLAH’ın tecellilerini görme, bilme ve bunlar karşısında hayranlık ifade eden bir hayret duygusuna kapılma) sadece özde olur. Bunlardan hiç birisi dışarda olmaz. Biri dışarda kaldığı sürece Fena’dan nasip alınmaz. Onlardan bir bölümü dışarda kalırsa, Fena nasıl olur? Fena ve Beka makamlarının sonu budur. Bu, mutlak Fena’dır. (6. Mektup)   ALLAH’ın Güç ve Kudreti’nden Ne Anlamalı?: (ALLAH’ın) Güç ve kudreti(ni), bir işin kesin olarak yapılması veya terk edilmesi olarak düşünüyorum. İsterse yapar, isterse yapmaz anlamında değildir. (8. Mektup)   ALLAH Dostlarının Özel Halleri ve Sevgileri: ALLAH’ın sevdiği kullar, (ALLAH’ın tecellilerini) gözlemlemenin zevkiyle zevklenirler. ALLAH’a kullukta, O’na yakınlıkta lezzetlenmekse, ALLAH’ın sevdiği kullarına aittir. ALLAH’ı sevenlerin ünsiyeti ve yakınlığı, sevdikleri ALLAH’ı seyrederken (mecazi anlamda, gönül gözüyle) olur. Sevilen kulların O’na yakınlaşması, yine O’na kulluk yapmalarıyladır. Bu insanlar, ALLAH’a yaklaşarak, O’nunla bir yakınlık kurarak, bu manevi devletle ve nimetle şereflenmişlerdir. (9. Mektup)   Efendimiz’e Uymadan ALLAH’a Yaklaşılamaz: Eğer bir insan, ilahi ihsan olarak bu manevi devlete ulaşmak isterse, Efendimiz’e (O’na Binler Selam) tam manasıyla uyması lazımdır. Peygamberimize uyması, onun izinden gitmesi, onu en yüksek zirvelere ulaştırır. (9. Mektup)   ALLAH’ı Bilmek İçin Nefiste Alınması Gereken Önlemler: Bir kul, nefsani duygulardan arınmadıkça, onları yere vurmadıkça, işi bu dereceye ulaştırmadıkça, şanı yüce ALLAH’ın kemalâtına, güzelliklerine ulaşamaz. Hele bir insan kendini Mevla’nın aynı, sıfatlarını da O’nun Sıfatları gibi olduğuna inanıyor ise, bu inanç, sahibini ALLAH’ın sıfatları ve isimleri hakkında dinsizliğe ve inkâra götürür. (9. Mektup)   Berkî Tecelli: Hiçbir isme, sıfata ve işe itibarın olmadığı Zati tecelli -ALLAH’ın Öz Zatından gelip, şimşek gibi çakıp sönen tecelli- yalnız ve yalnız Rasulullah Efendimiz’in (O’na Binler Selam) velayetine, o makamın veliliğine aittir. Var olan ve...

ESMA-UL HUSNA (EN GÜZEL İSİMLER O’NUNDUR)

ESMA-UL HUSNA (EN GÜZEL İSİMLER O’NUNDUR)

Nis 10, 2014

  RAHMAN TEMEL ANLAMI: * Her an bütün yaratılmışlar için hayır ve rahmet irade buyuran. Sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan. * “Sonsuz merhametiyle lütuf ve ihsanda bulunan.” (Ragıb el-İsfehani;  Akt: Bekir Topaloğlu, DİA-34, 415) * “Rahmetim ise her şeyi kaplamıştır.” (7/A’raf:156) TEMEL ANLAMIN AÇILIMI VE İKİNCİL ANLAMLARI: * “Bütün yaratılmışlara, rızıkları, yaşama vesileleri ve her türlü faydaları konusunda rahmeti yayılmış olan rahmet sahibi. Rahmeti, iyi olsun kötü olsun, Mü’min olsun, kâfir olsun herkesi kapsamış olan.” (Hattabi;  Akt: Suat Yıldırım, Kur’an’da Uluhiyyet, 111) * İnsan, hayvan; kâfir, Mü’min diye ayırmadan bütün yarattıklarına, rızıklarını ve bütün iyilikleri bağışlayan, onları koruyup, gözeten. “Rahman! Öğretti Kur’an’ı! Yarattı insanı! Belletti ona, o güzel beyanı (konuşma, maksadını anlatma)” (55/Rahman:1-3) * Dünyada ve ahirette, kâfir ve Mü’min bütün kullarının ve bütün yaratılmışların maddi ve manevi, özellikle büyük, önemli ihtiyaçlarını, isteklerini karşılayan. * “Kulları üzerinden belaları uzaklaştıran, takvası nedeniyle takva sahibinin ya da facirliği yüzünden kötülerin rızıklarını artırıp eksiltmeyen, aksine herkese rızkını veren.” (İsmail Hakkı Bursevi) * “Hastalıkları ve sebepleri ortadan kaldıran.” (Halimi) * “Her şeyin batınında (iç dünyasında) merhametiyle hazır ve nazır olan.” (A. Yüksel Özemre, Vahye Göre Akıl, 257) * Varlıkların kasıt ve iradeleri olmaksızın da onların ihtiyaçlarını karşılayan. * “Kudret ve iradesiyle daha önce kendisine bile merhamet etmeyen kimselere merhamet etme özelliği veren.” (İbn Kayyim el-Cevziyye, İbn Kayyim Tefsiri, 1, 12) TAMAMLAYICI BİLGİLER: ALLAH İsmine En Yakın İsim Rahman’dır: * “O’nun İsimleri içinde ALLAH ismi yerine de kullanılan tek isimdir ve ALLAH ismine en yakın olan isimdir. En kapsamlı olandır. O nedenle başka varlıklara isim olarak verilemez, başka bir dile çevrilemez, tıpkı ‘ALLAH’ ismi gibi.” (Gazali) Rahman İsmi Sadece ALLAH’a Mahsustur: * “Rahman kelimesinin yaratılmışlara isim olarak verilemeyeceği noktasında alimler arasında görüş birliği bulunmaktadır. Bu amaca yönelik olarak Kur’an’da: “İster ALLAH deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz hepsi O’nundur! O, en güzel isimler.” (17/İsra:110) denmiştir. (Taberi) Rahman İsminin Kapsamı: * ALLAH ismi bütün Esma-i Hüsna’yı kapsadığı gibi, Rahman ismi de bütün Cemali isimleri kapsar. Bu nedenle de ALLAH isminden sonra en önemli isimdir. * “Rahman, sadece Cemal manasına değildir, Celal sıfatlarını da yansıtır.” (Fahrüddin er-Razi) * “Meryem suresinde ALLAH lafzının sadece iki yerde geçmesine karşılık, Rahman’ın on altı yerde geçmesi dikkat çekicidir. Bunun sebebi, muhtemelen kelimenin ortak bir...

ALLAH’A DAİR…DOĞUDAN BATIDAN…ŞİİRLER

ALLAH’A DAİR…DOĞUDAN BATIDAN…ŞİİRLER

Nis 10, 2014

  A. VAHAP AKBAŞ (D. 1954 – … ; Eğitimci, edebiyatçı) GAZEL GİBİ   Ezel ebed arası, mahya aydınlığında ezberledim Seni. Kubbeleri okşayan tekbir seslerinde yuğdum Seni.   Yunus’tan güller diktim yolunun kıyılarına, ‘Ol kumru bülbüller ile’ duydum Seni.   Elif lam mim ile, dua ve amin ile, Doruklarda gönlüm, ta doruklarda gördüm Seni.   Bir berrak vecd saatinde surelerle sulayıp, Aşk ile çile bahçelerinden devşirdim Seni.   Soyut güzelliğini topladım mısra diplerinde, Bir ter ü taze şi’rin imbiğinden süzdüm Seni. ABDURRAHİM KARAKOÇ (D. 1932 – Ö. 2012; Şair) MÜNACAT   Elimizden, dilimizden, Bizi Sen kurtar Allah’ım. Azad eyle bizi bizden, Bizi Sen kurtar Allah’ım.   Şer mülküne açtık hasır, Sırtımızda günah, kusur, Nefsimize olduk esir, Bizi Sen kurtar Allah’ım.   Menfaat başımızda taç, Gözümüz aç, gönlümüz aç, Aklımız törpüye muhtaç, Bizi Sen kurtar Allah’ım.   Yığınlara ‘umut’ olan, Bir acayip karayılan, Gideni aratır gelen, Bizi Sen kurtar Allah’ım.   Mücahit cihadı bilmez, Akıncı firardan gelmez, Dağıldık, toplayan olmaz, Bizi Sen kurtar Allah’ım.   Kula kulluk eylemekten, Ayıya dayı demekten, Yağ çekip, haram yemekten, Bizi Sen kurtar Allah’ım.   Hedefimiz ne sağ ne sol, Muhammed yoludur hak yol, Rahmetin bol, şefkatin bol, Bizi Sen kurtar Allah’ım. ADEM KONAN (D. 1964 – … ; Eğitimci, şair) MÜNACAT   Söndü bütün ışıklar, Ya isyandır tuttuğum ya nisyan, Daha bilmedim şunu; Belii diyen ırak olur beladan.   İstemeyi bilmedim. Boynum büyüdükçe korktum gölgemden, Şimdi ne yol ne yön kaldı, Kaybolmuş bir gemiyim ben.   Nice kapılardan geçtim. Alnıma sürüldü bir kurban kanı, İçimden neler geçti; ne kötü düşünceler, Vurup çalkanı çalkanı!..   Söz dağıldı. Dünyanın direği çöktü. Harap şehirlerde dolaşıyorum. Künyemde Senin adın, Yalnızım! Zulme uğramışlardanım.   Bir oyun bildim dünyayı, Gafletin getirdiği kuyu kenarındayım, Ne dermanım kaldı Sana gidecek; Ne duracak kararım… Zulme uğramışlardanım. Yalnızım!   Bilmem hangi mekândayım… Sesim nerde? Çevrem yine sütlimanı? Ya bir dal kırılır tutsam ya gönül, Böyle başım belada. Döker saçarım sözü. Bir ses ver bana bir ses, Göğe açık kapılardan.   Ya bir su… Ya bir duman… Ya bir rüzgâr olmalıydım Sana doğru yollanan. Mülkünde sözü geçmeyen bir garip sultanım ben, Sana yönelecek gücü Sende arayan, Bir ruh-ı revan… Şimdi bir ağacım ben. Dalını, yaprağını poyraz alıp götüren. Adım-gölgem yok...

ALLAH’A DAİR…DOĞUDAN BATIDAN…SÖZLER

ALLAH’A DAİR…DOĞUDAN BATIDAN…SÖZLER

Nis 9, 2014

ABDULLAH BİN MESUD (ALLAH O’NDAN RAZI OLSUN) (D. ? – Ö. 653; Sahabi, ilk dönem müfessir, muhaddis ve fâkih) * ALLAH’tan başkasına ihtiyaç göstermeyen kimseye, herkes muhtaç olur. ALLAH’ın kendisine verdiği ilim ile amel eden kimsenin ilmine de herkes muhtaç olur. ABDULLAH HARRAZ (ALLAH O’NDAN RAZI OLSUN) (D. ? – Ö. 922; Mutasavvıf) * Kulluğun en güzeli, kulun ALLAH’ü Teâlâ’nın verdiği nimetler karşısında, şükürden aciz olduğunu bilmesidir. ABDULLAH ŞİRANİ (ALLAH O’NDAN RAZI OLSUN) (D. ? – Ö. ?) * Arif, ALLAH’a, halka uyarak tapmaz; Arif, ALLAH’a, Hakk’a, uyarak tapar. ABDULLAH-I ENSARİ (ALLAH O’NDAN RAZI OLSUN) (D. 1005 – Ö. 1088; Mutasavvıf) *ALLAH’u Teala, cahili kendine dost edinmez. ABDÜLHAKİM ARVASİ (ALLAH O’NDAN RAZI OLSUN) (D.1860 – Ö.1943; İslam âlimi ve mutasavvıf.) * ALLAH sırrını eminine verir, bilen söylemez, söyleyen bilmez. * ALLAH’a malik olan neden mahrumdur, ALLAH’tan mahrum olan neye malik? ABDÜLKADİR GEYLANİ (ALLAH O’NDAN RAZI OLSUN) (D. 1077 – Ö. 1166; İslam alimi, mutasavvıf, Kadiri Tarikatı’nın kurucusu.) * İsyanınız nefsinize, itaatiniz Rabbinize olsun. *Kârı ve zararı ALLAH’tan bilmeyen O’na kulluk edemez. Herhangi bir şeyi kimden görmekte isen onun kulusundur. ALLAH’tan görürsen O’nun kulu olursun. *Kim ki kendisinde ALLAH’ın hükmüne rıza gösterme duygusunun meydana gelmesini dilerse, ölümü hatırlamaya devam etsin. • Eğer ömrünü hak yolda kendini en iyi şekilde yetiştirmekle tüketirsen, İzzet ve Celal sahibi ALLAH da hiç yıkılmayacak bir binayı senin için yapar. • Bütün insanlar seni kendi menfaati için ister. ALLAH ise seni senin menfaatin için ister. • Hakk’ı bulursan eşyayı O’ndan görürsün. Ne düşmanın kalır, ne üzerinde hakkın olan biri. • ALLAH’ı bilen kimsenin O’na karşı iradesi kalmaz. • ALLAH’a ancak O’ndan başka her şeyi terk eden kimseler yaklaşabilir. • Eğer O’nu bilseydiniz; başkasını inkâr eder, sonra da O’nun gayrisini O’nun vasıtasıyla bilirdiniz. • ALLAH’ı arayan O’nu bulur. • Belalar kula Cenab-ı Hakk’ın kapısını çalmayı öğretir. • Derdi de yaratan O’dur; devayı da. O, Kendisini öğretmek için belaya müptela kılar. Böylece hem bela verebileceğini, hem de bunu kaldırabileceğini gösterir. • Rabbinizin kereminden dileyin, icabet etse de etmese de O’ndan isteyin. Çünkü O’ndan istemek ibadettir. • O’nu tanısaydınız, O’nun önünde dilleriniz lal kesilirdi; kalpleriniz ve diğer uzuvlarınız her hâlinde edepli olurdu. • ALLAH’ın takdirini O’nun aleyhine delil yapmayın; çalışın, çabalayın. • Âdemoğlunun başına gelen her türlü bela, Rabbinden şikâyet etmesi yüzündendir. • Her şeyde O’nun isimlerinden bir...

Sayfa Başı